
Bir gün evi düzenlerken fark ettim. Bir de baktım ki, benden çok Yaman”ın eşyaları var…
Küçük küçük poşetlerle sızmıştı. Aşk bir sızma halidir… Yaman o kadar temiz bir
adamdı ki ona kızamazdınız. Bir o kadar da yiğitti. Ben derdim ki; bu adam ne
zaman yorulacak! Meğer acelesi varmış. Herşeyi o kadar yoğun, hızlı ve coşkulu
yaşıyor ve yaşatıyordu ki büyüleyici bir şeydi bu. Ben köşeleri çok olan bir
insandım. Yaman beni eğitti… Aşk kendinden vazgeçme halidir, kendi benliğini
ezmeden ”biz” olabilme halidir…İnsan egosu denetlenmesi en güç şeydir. Bunu
ancak aşk becerebilir, sadece aşk ile üstünden atlayabilirsiniz… Biz birbirimize
karşı çok saygılıydık… Eee bazen de sıkılırdık, hele üç beş aydır bir aradaysak
birbirimizin gözüne bakardık, önce kim gidecek diye, böyle nefes molaları da
verirdik… Döndüğümüzde yepyeni bir enerji ve hasret bekliyor olurdu bizi… Aşk
bazen de bir kıyamama halidir… Şunu çok açık yüreklilikle söyleyebilirim, o
benden daha iyi bir insandı… O kadar bebek, o kadar adam, o kadar temiz, onun
kadar beklentisiz, onun kadar temiz yaşamayı öğrenmeye çalıştım. Buradan bir
öğretmen öğrenci ilişkisi anlaşılmasın… O, o kadar ahlaklı ve temizdi ki, yaşam
biçimi ve duruşu karşısında başka türlü olamazdınız. Onun yanında kirli
kalamazdınız. Böyle bir şölen gibi, bir lunapark gibi sevdalık yaşayınca bu
görkemi taşımayan her şey bir çadır tiyatrosu gibi geliyor insana… Bu ateşle
yanma hali o kadar derinden, için için yanıyor ki, dönüp bir başka ölümlüyü
yakmaya içi elvermiyor insanın… Yaman’la her günümüz sevgililer günüydü… Eşine
bu kadar çok çiçek getiren bir adamı daha analar doğurmamıştır… Biz birçok defa
sabah uyanıp birlikte gün doğumunu seyreder, ne bileyim çingene vapuruna binip
sabah erken boğaz’ı turlardık. Bugün eksik olan ne? Bu topraklarda eksik aşk ve
mutluluk kutsanmaz, ayrılık ve acı kutsanmıştır… Birlikteliklerdeki tutku
kutsanmaz da, ayrılıklardaki tutku kutsanır hep… Yaralarıyla mutlu olmaya daha
yatkın bir kültüre sahibiz biz..
Meral OKAY