18 Ocak 2012
17 Ocak 2012
binlerce pazartesi geçti ömrümde
hangisiydi o çıkaramıyorum
bir kiraz yediğimi hatırlıyorum kurtluydu
demek oldukça eski
... bir de saçmasapan şeyler
bir kızın dizaltını örneğin
bir adamın çirkin sigara içişini
nasıl yaşanıyor bu vesayetli dünyada
hangi çılgınlar nasıl dayanıyor buna
kimsenin soyunu sopunu bulmak görevim değil
kendi öykümü düzenlemek yetiyor bana
güzel bir öğle vakti
eski güzel bir akşamı hatırlayarak
sonra dopdolu şeyler
damacanalar gibi
içim kabarıyor
sonu olsun diyorum
neyin sonu ama
hiç değilse bu taş basamakların
hangisiydi o çıkaramıyorum
bir kiraz yediğimi hatırlıyorum kurtluydu
demek oldukça eski
... bir de saçmasapan şeyler
bir kızın dizaltını örneğin
bir adamın çirkin sigara içişini
nasıl yaşanıyor bu vesayetli dünyada
hangi çılgınlar nasıl dayanıyor buna
kimsenin soyunu sopunu bulmak görevim değil
kendi öykümü düzenlemek yetiyor bana
güzel bir öğle vakti
eski güzel bir akşamı hatırlayarak
sonra dopdolu şeyler
damacanalar gibi
içim kabarıyor
sonu olsun diyorum
neyin sonu ama
hiç değilse bu taş basamakların
10 Ocak 2012
Yılın en soğuk gününde, içimizi bir nebze olsun ısıtalım, sahleple eşlik ediniz. ;)
AYLETME
Şu karşıki dağda lambalar yanar
Lambaların şavkına Fadimem
Sevgilim yazar
Ayletme beni söyletme beni
Alçak yüksek tepede fadimem
Bekletme beni
Şu karşıki dağda kuzular meler
Kuzu sesi değildir Fadimem
Ömürler biter
Ayletme beni söyletme beni
Alçak yüksek tepede fadimem
Bekletme beni
AYLETME
Şu karşıki dağda lambalar yanar
Lambaların şavkına Fadimem
Sevgilim yazar
Ayletme beni söyletme beni
Alçak yüksek tepede fadimem
Bekletme beni
Şu karşıki dağda kuzular meler
Kuzu sesi değildir Fadimem
Ömürler biter
Ayletme beni söyletme beni
Alçak yüksek tepede fadimem
Bekletme beni
05 Ocak 2012
Aşk ve Kuyruklu Yıldız
Yaşamın çıkmaz sokaklarından yürürken, bir kuyruklu yıldıza çarpmaktır aşk. Söylendikçe bizim olan bir şarkıdır. Tene dağılan mıknatısıdır, isteğin masalıdır. Uzun bacaklı bir yaban hayvanıdır aşk. En derin kuyumuza düşen kemandır. Dikey bir şiirdir bütün kuşları aynı anda havalandıran. Aşk yademin kokan bahçeleri ve ateşböceklerini bir arada anımsamaktır. Çocuk Kalmışlar Derneği'ne üyedir aşk. Kente kanadı kırık melekler yağdırır. Aşk, ilkyardım çantası olanak, dalgakıran olmaktır. Kırık camlara sevdiğinin adını yazmaktı, iki kişinin bildiği bir dilde. Aşk, sevenlerin yüzlerinde tahtlar devirir, saraylar yıkar. Bilgisayarları eritir, oyuncak mağazaları için soygun planları yapar. Aşk, Öpüşen Çiftleri Alkışlma Ekipleri kurdurur sevilenlere. O, uzun saçlı bir yıldızdır, yüreğin içinde taranır. Bilimle açıklanamaz aşk, şiirle açıklanabilir ancak...
03 Ocak 2012
Leyla
çocukluğunu yüklediğin kağıt gemiler yağmurda yitip gitse de
her şeye yeniden başla Leyla
yediği zıpkınları çıkarmak için sıçrayan bir balık
renkleri yeniden öğrenen solgun bir gökkuşağı
yolcularını almak için gara dönen unutkan bir tren gibi
her şeye yeniden başla
her şeye yeniden başla Leyla
Binbir Gece Masallarını anlatmaya,
Şehrazat'ın bir köleden gebe kaldığı için bıraktığı yerden
yaşamın çelik ipi üzerinde yürümeye, kırık ayaklarınla
umudun sönen sobasına bir kibrit daha çakmaya,
ki onun yüreği ateşten geçen kızıl bir rüzgar
her şeye yeniden başla Leyla
Bağdat yolunun kardeşi olan saçlarını uzatmaya
sevgilini okşamaya en unutulmaz yerlerinden
ve onun buz tutan dilini ağzına almaya,
anımsa, kışın donmuş kanatlarını bile çözmüştü bir gece aşk
her şeye yeniden başla Leyla
neşeye mektup yaz, ne zaman çağırdın da gelmedi
isterim ki başka bir kadın adı anımsatsın bana
senin adının ardısıra
başka bir kadın adı
yeni bir şiir yazmam için, benzeyen yürek çağrılarına
her şeye yeniden başla Leyla
güneşi ve devrimleri kucağına almaya
ve şairlerden öğrenmeye tanımını aşkın
bir İskenderiye ılgımının taşıdığı Nordbrandt dizeleriyle,
'aşk deniz kıyısında bir kente benzer:
başka başka biçimde, nice yerlere çıkan
bir sürü sokak'ne güzel demişti Jacques Prévert bir kaldırım taşına oturarak,
'aşk gülümser, ona ölümden söz ettiği zaman yaşam'
her şeye yeniden, yeniden başla Leyla
akarsularla, çağlayanlarla seviş
ve bir içim su ol
ay ışığını sırtına dökerken gördüğüm o gecedeki gibi
Akgün Akova
her şeye yeniden başla Leyla
yediği zıpkınları çıkarmak için sıçrayan bir balık
renkleri yeniden öğrenen solgun bir gökkuşağı
yolcularını almak için gara dönen unutkan bir tren gibi
her şeye yeniden başla
her şeye yeniden başla Leyla
Binbir Gece Masallarını anlatmaya,
Şehrazat'ın bir köleden gebe kaldığı için bıraktığı yerden
yaşamın çelik ipi üzerinde yürümeye, kırık ayaklarınla
umudun sönen sobasına bir kibrit daha çakmaya,
ki onun yüreği ateşten geçen kızıl bir rüzgar
her şeye yeniden başla Leyla
Bağdat yolunun kardeşi olan saçlarını uzatmaya
sevgilini okşamaya en unutulmaz yerlerinden
ve onun buz tutan dilini ağzına almaya,
anımsa, kışın donmuş kanatlarını bile çözmüştü bir gece aşk
her şeye yeniden başla Leyla
neşeye mektup yaz, ne zaman çağırdın da gelmedi
isterim ki başka bir kadın adı anımsatsın bana
senin adının ardısıra
başka bir kadın adı
yeni bir şiir yazmam için, benzeyen yürek çağrılarına
her şeye yeniden başla Leyla
güneşi ve devrimleri kucağına almaya
ve şairlerden öğrenmeye tanımını aşkın
bir İskenderiye ılgımının taşıdığı Nordbrandt dizeleriyle,
'aşk deniz kıyısında bir kente benzer:
başka başka biçimde, nice yerlere çıkan
bir sürü sokak'ne güzel demişti Jacques Prévert bir kaldırım taşına oturarak,
'aşk gülümser, ona ölümden söz ettiği zaman yaşam'
her şeye yeniden, yeniden başla Leyla
akarsularla, çağlayanlarla seviş
ve bir içim su ol
ay ışığını sırtına dökerken gördüğüm o gecedeki gibi
Akgün Akova
25 Aralık 2011
Nazım diyor ki;
Topraktan, ateşten ve demirden doğanların
en mükemmeli doğacak bizden.
Ve insanlar ellerini korkmadan, düşünmeden
birbirlerinin ellerine bırakarak,
yıldızlara bakarak
"Yaşamak ne güzel şey" diyecekler.
Bir insan gözü gibi derin,
bir salkım üzüm gibi serin,
bir ferah,
bir rahat,
bir işitilmemiş Türkü söyleyecekler.
Hiçbir ağaç böyle harikulâde bir yemiş
vermemiş olacaktır.
Ve en vâdedici bir yaz gecesi bile
böyle sesler,
böyle inanılmaz renklerle
sabaha ermemiş olacaktır.
Topraktan, ateşten ve demirden doğanların
en mükemmeli doğacak bizden.
en mükemmeli doğacak bizden.
Ve insanlar ellerini korkmadan, düşünmeden
birbirlerinin ellerine bırakarak,
yıldızlara bakarak
"Yaşamak ne güzel şey" diyecekler.
Bir insan gözü gibi derin,
bir salkım üzüm gibi serin,
bir ferah,
bir rahat,
bir işitilmemiş Türkü söyleyecekler.
Hiçbir ağaç böyle harikulâde bir yemiş
vermemiş olacaktır.
Ve en vâdedici bir yaz gecesi bile
böyle sesler,
böyle inanılmaz renklerle
sabaha ermemiş olacaktır.
Topraktan, ateşten ve demirden doğanların
en mükemmeli doğacak bizden.
Korku, en beşeri duygudur. Benim iktidarlara başkaldırışımı görenlerden kimi beni korkusuz insan sandılar. Oysa ben korkarım. Ne var ki, bende, başkalarına yararlı olacaksa, doğru bildiğimi, inandığımı söylemek, açıklamak duygusu, korku duygusuna her zaman üstün gelmiştir. Korkarım, yine söylerim.
Korkmuyorum diyenler, ya başkalarına yalan söylüyorlar, ya kendilerine yalan söyleyip kendilerini kandırıyorlar yada bilmeyerek insan olmadıklarını söylüyorlar. Aziz Nesin
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)