10 Mayıs 2013
Ne güzel suçluyuz biz hepimiz!
Sevgi Soysal
Sana söyleyemediklerimi karıncalara söyleyeceğim, bozkıra, senden benden yalnız.
Susuyoruz bak hep. Söyleyemediklerimizi susuyor, bilmediklerimizi konuşuyoruz. Bozkır senden benden yalnız, oysa yaratık dolu, yaşam dolu –ya karıncalar.
Hep oturup cigara içiyoruz yetersiz, konyak içiyoruz yetersiz, en asıl yetersiz biziz, yalnızlığımız en yetersiz –ya bozkır.
Ben kadının biriysem sevilmeliyim, sen bilmezsin güzel miyim, en büyük güzelliğim senin bilinmezliğin, duymazlığın –ya en boş damlalar gözlerimizde.
Bak, tozluyuz biz, çok tozluyuz –ya bozkır, bozkır yolundan kamyonlar geçerken kalkan toz.
O başka, yapışkan bizimki, yağmurlarla yıkanmaz.
Bak, hayal kurarım, en zevksiz acıklılara gözyaşı dökerim de kendimi bilmem. Biz bilmeyiz birbirimizi; böylesine mutluyuz bazı.
Bu evrende her şeyi silecek birileri, yaşamları çoktan. Bu önemli değil; biz çoktan tükenmişiz.
Somutlara güvenimiz yok hiç; onlar yok. Herkesler her şeylerini çok şeylere harcıyorlar, tutsak kılıyor bu şeyler onları, hep onlara çarpıyorlar yaşantılarında.
Ama bak, gerçek tutsaklar biziz, soyuttan gelir bizim ki, savaşılmaz.
En değerli somutlarımı yoktan satarım da kurtulamam ötekilerden, bilirsin.
Bırakıp bırakıp ırak kentlere bile gidemeyiz, bu uğraşı ister.
Bak, bizi ağaçlandırmak güçtür –ya bozkır.
09 Mayıs 2013
06 Mayıs 2013
6 Mayıs
Üç devrimciyi idama götüren zihniyet, devrimden, ışıktan halktan korkanlardı...
O üç fidan ise halkın içinden gelmiş halkını yurdunu seven devrimci gençlerdi...
Deniz Gezmiş'in İdam sehpasındaki son sözleri:
Yaşasın tam bağımsız Türkiye !
Yaşasın Marksizm- Leninizm yüce ideolojisi...
Yaşasın Türk- Kürt halklarının kardeşliği...
Yaşasın işçiler, köylüler!..
Kahrolsun emperyalizm..
ve bugün hıdırellez günüydü, toprağa gömülen umutların, hayallerin günüydü.
3 Fidan gömüldü 6 mayıs 1972'de kara toprağa, aynı zamanda halkın sesi, dili olan 3 can.
04 Mayıs 2013
Biten Aşk'a tanıklık eden Asuman
kalbim bir kuyunun dibindeki suyun içinde nefes almaya çalışan bir gariban
yukarı tırmanya çalışıyor
ama ne yapsın kuyunun duvarları düz
kuyunun duvarları ıslak
29 Nisan 2013
Bazı insanlar aile kurmayı öğrenirler. Yani buna değer verirler. Bazıları ise başka bir takım şeylere, değer verirler. Onlara değer verirken niye değer verdiğini düşünmez birey, toplum için erimiş olan birey. Toplum koleje girmeyi bir değer olarak sunduğu için artık o kişiliğini yok sayma halidir. Koleje girmek için yarışır, üniversiteye girmek için yarışır, iyi bir işe girmek için yarışır, güzel bir kadınla evlenmek için yarışır. Devamlı bir yarış ve kazanma zorunluluğu.
27 Nisan 2013
25 Nisan 2013
Boş Masa
Boş masası gecenin, boş masası gecenin
Sabahın kimsesizi, yalnızlığın sesi
Bana neler öğrettin
22 Nisan 2013
Sarhoş olun!
Ama neyle? Şarapla, şiirle, ya da erdemle, nasıl isterseniz. Ama sarhoş olun.
Ve bazı bazı, bir sarayın basamakları, bir hendeğin yeşil otları üzerinde, odanızın donuk yalnızlığı içinde, sarhosluğunuz azalmış ya da büsbütün geçmiş bir durumda uyanırsanız, sorun, yele, dalgaya, yıldıza, kuşa, saate sorun, her kaçan şeye, inleyen, yuvarlanan, şakıyan, konuşan her şeye sorun, 'saat kaç' deyin; yel, dalga, yıldız, kuş, saat hemen verecektir karşılığını: 'Sarhoş olma saatidir. Zamanın inim inim inletilen köleleri olmamak için sarhoş olun durmamacasına! Şarapla, şiirle, ya da erdemle, nasıl isterseniz.
20 Nisan 2013
selam alın teriyle ekmek yiyen herkese
selam bu günü hazırlayan ölüye
selam saçlarından asılan
tabanından çivilenen diriye.
selam seksen ayak merdivenli
kara yüzlü binanın
üst katından atılan
berrak gözlü
paramparça cesede..
giden gitti, kalana sabır
bu kara kışlara, açlığa sabır
sabır sürgündeki, zindandaki dostlara
yeni bir gün doğuyor..’
CAHİT IRGAT
15 Nisan 2013
Yağmurlar
Bahar'ın bir türlü gelmediği, güneşin tenimizi bir türlü yakıp, kavurmadığı bu soğuk Nisan ayının en güzel yorumuyla...Sığınacak limanlarınıza koşun, zira canınızı soğuk değil yalnızlık acıtabilir..
Ah çıkıp gitsem, çarpsam kapıyı, kime, nereye
Günahsız bir el bulsam, dokunsam
Ah bu yağmurlar
Sağ yanım derya, sol yanım ateş, yanıyor
Bir dert ki bende çare yok, sende insaf yok.
Ah çıkıp gitsem, çarpsam kapıyı, kime, nereye
Günahsız bir el bulsam, dokunsam
Ah bu yağmurlar
Sağ yanım derya, sol yanım ateş, yanıyor
Bir dert ki bende çare yok, sende insaf yok.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)