Şox û şengê zuhrerengê , dil ji min bir, dil ji min Awirên heybet pilingê , dil ji min bir, dil ji min Nazikê şêrînkelamê, dêmdurê gerden şemalê Çiçeka terhin î vala, dil ji min bir, dil ji min Sûrşêrînê nazenînê, kuştim û nakit yeqînê Wê bi çengala evînê dil ji min bir, dil ji min Ruhnîya çavên Mela ye ew teceliya te daye Ya ji Ehmed dil rewa ye, dil ji min bir, dil ji min Helbest : Melayên Cizîrî Muzîk : Nisret ÎMÎR CİLVELİM NAZLIM Cilvelim, nazlım zühre renklim Kalp hırsızım, kalp hırsızım Güvercin heybetli bakışlım Kalp hırsızım, kalp hırsızm Nazlım, hoş sözlüm gerdan güzeli Terhin çiçeği boş yanında Yürek hırsızm, yürek hırsızım Dudak tatlısı nazlım Öldürdün beni emin ellerde Aşkın çengeli ile Yürek hırsızm, yürek hırsızm Mela?nın gözlerindeki aydınlıktır Vermiş olduğun o tecelliyi Ahmet?e yürek revadır Yürek hırsızım, yürek hırsızm
Sevgi Soysal Sana söyleyemediklerimi karıncalara söyleyeceğim, bozkıra, senden benden yalnız. Susuyoruz bak hep. Söyleyemediklerimizi susuyor, bilmediklerimizi konuşuyoruz. Bozkır senden benden yalnız, oysa yaratık dolu, yaşam dolu –ya karıncalar. Hep oturup cigara içiyoruz yetersiz, konyak içiyoruz yetersiz, en asıl yetersiz biziz, yalnızlığımız en yetersiz –ya bozkır. Ben kadının biriysem sevilmeliyim, sen bilmezsin güzel miyim, en büyük güzelliğim senin bilinmezliğin, duymazlığın –ya en boş damlalar gözlerimizde. Bak, tozluyuz biz, çok tozluyuz –ya bozkır, bozkır yolundan kamyonlar geçerken kalkan toz. O başka, yapışkan bizimki, yağmurlarla yıkanmaz. Bak, hayal kurarım, en zevksiz acıklılara gözyaşı dökerim de kendimi bilmem. Biz bilmeyiz birbirimizi; böylesine mutluyuz bazı. Bu evrende her şeyi silecek birileri, yaşamları çoktan. Bu önemli değil; biz çoktan tükenmişiz. Somutlara güvenimiz yok hiç; onlar yok. Herkesler her şeylerini çok şeylere harcıyorlar, tutsak kılıyor bu şeyler onları, hep onlara çarpıyorlar yaşantılarında. Ama bak, gerçek tutsaklar biziz, soyuttan gelir bizim ki, savaşılmaz. En değerli somutlarımı yoktan satarım da kurtulamam ötekilerden, bilirsin. Bırakıp bırakıp ırak kentlere bile gidemeyiz, bu uğraşı ister. Bak, bizi ağaçlandırmak güçtür –ya bozkır.
Üç devrimciyi idama götüren zihniyet, devrimden, ışıktan halktan korkanlardı... O üç fidan ise halkın içinden gelmiş halkını yurdunu seven devrimci gençlerdi... Deniz Gezmiş'in İdam sehpasındaki son sözleri: Yaşasın tam bağımsız Türkiye ! Yaşasın Marksizm- Leninizm yüce ideolojisi... Yaşasın Türk- Kürt halklarının kardeşliği... Yaşasın işçiler, köylüler!.. Kahrolsun emperyalizm.. ve bugün hıdırellez günüydü, toprağa gömülen umutların, hayallerin günüydü. 3 Fidan gömüldü 6 mayıs 1972'de kara toprağa, aynı zamanda halkın sesi, dili olan 3 can.
kalbim bir kuyunun dibindeki suyun içinde nefes almaya çalışan bir gariban yukarı tırmanya çalışıyor ama ne yapsın kuyunun duvarları düz kuyunun duvarları ıslak
29 Nisan 2013
Bazı insanlar aile kurmayı öğrenirler. Yani buna değer verirler. Bazıları ise başka bir takım şeylere, değer verirler. Onlara değer verirken niye değer verdiğini düşünmez birey, toplum için erimiş olan birey. Toplum koleje girmeyi bir değer olarak sunduğu için artık o kişiliğini yok sayma halidir. Koleje girmek için yarışır, üniversiteye girmek için yarışır, iyi bir işe girmek için yarışır, güzel bir kadınla evlenmek için yarışır. Devamlı bir yarış ve kazanma zorunluluğu.
Ama neyle? Şarapla, şiirle, ya da erdemle, nasıl isterseniz. Ama sarhoş olun. Ve bazı bazı, bir sarayın basamakları, bir hendeğin yeşil otları üzerinde, odanızın donuk yalnızlığı içinde, sarhosluğunuz azalmış ya da büsbütün geçmiş bir durumda uyanırsanız, sorun, yele, dalgaya, yıldıza, kuşa, saate sorun, her kaçan şeye, inleyen, yuvarlanan, şakıyan, konuşan her şeye sorun, 'saat kaç' deyin; yel, dalga, yıldız, kuş, saat hemen verecektir karşılığını: 'Sarhoş olma saatidir. Zamanın inim inim inletilen köleleri olmamak için sarhoş olun durmamacasına! Şarapla, şiirle, ya da erdemle, nasıl isterseniz.
20 Nisan 2013
selam alın teriyle ekmek yiyen herkese selam bu günü hazırlayan ölüye selam saçlarından asılan tabanından çivilenen diriye. selam seksen ayak merdivenli kara yüzlü binanın üst katından atılan berrak gözlü paramparça cesede..
giden gitti, kalana sabır bu kara kışlara, açlığa sabır sabır sürgündeki, zindandaki dostlara yeni bir gün doğuyor..’ CAHİT IRGAT