Sürprizlerle doludur bu ülke...
Ormanları yok ettin, ses çıkmadı...
Ama bir ağaç dalından gidersin...
Genelkurmay Başkanı’nı kapatırsın içeri...
Ordu komutanlarını, kuvvet komutanlarını hapse atarsın...
Kartondan ordu yaparsın...
Tam zafer sarhoşluğundayken sen...
Gezi Parkı’nda, annesi altını değiştirirken bir bebek gözükür, milyonlar bir anda ordu ordu düşer peşine...
Şaşırırsın...
Hukuku yıkarsın...
Yargıyı bitirirsin...
Savcı sen olursun...
Yargıcın yerine oturursun...
Ama gözyaşlarını sile sile balkonlarına çıkan o insanların yüreklerinde bir büyük mahkeme kurulur...
Mahkûm olursun...
Valin...
Emniyet müdürün...
Tomaların, panzerlerin, gaz bombaların, bölük bölük polisin...
Ama su şişesini yarım kesip mendili ile burnuna bağlamış genç kız yumruğunu salladı mı?..
Çuvallarsın...
İstediğin kadar gazetelere el koy...
Televizyonlara yalakaları oturt...
Patronu korkut...
Kendi kafana göre bir medya yarat...
Ama 30 milyon muhabiri, 30 milyon yazarı, 30 milyon kameramanı, 30 milyon editörü, 30 milyon genel yayın müdürü olan sosyal medya yayına geçti mi...
Çuvallarsın...
İstediğin kadar böl milleti...
Bir anda sarılır birbirine; Fenerbahçeli, Galatasaraylı, Beşiktaşlı...
MHP’li, CHP’li, BDP’li, İP’li...
Ülkücü, solcu, sağcı, milli görüşçü, komünist, muhafazakâr...
Renklerini, farklılıklarını, kimliklerini bir kenara bırakıp el ele verdiler mi...
Afallarsın...
Bak...
Cumhuriyetin kurumlarını yıkabilirsin...
İlkelerine tekme atabilirsin...
Önderlerimizi aşağılayabilirsin...
Ama gaz bombaları altındaki o gençlerimizin yüreklerindeki ışığı söküp alamazsın... Yurdun dört bir yanında bir anda başlarını güneşe çevirdiklerinde...
Şaşırırsın...
02 Haziran 2013
31 Mayıs 2013
Cam Kenarı
Çok sessiz olur bazı geceler, neyini kaybetsen hükümsüz sayılır. Acı çekmek ya da bir acının kendisi olmak gibi garip mutlu sonlar! İsmail abi tüm cam kenarları erkenden kapılmış bir otobüsün adıdır. Her tarafımız zaten mütemadiyen yara izi ve bizde yalnızlık babadan gelir. Giden gemilerin arkasından el sallamanın hüznüdür, o gemi gelecektir. Bir gemiye inanmak zaten denize nam salmaktır.
27 Mayıs 2013
Su Çürüdü
İki şeyi bilmek istiyorum. (Belki aynı şeyi iki kere bilmek
istiyordum.) Duvarların rengi neydi? Derimin rengi neydi?
Dokunuyorum duvarlara; parmak uçlarımla, avuçlarımla,
dilimle dokunuyorum. Duvarların bir rengi olmalı. Ama hiçbir
duvarcının, hiçbir ressamın bu rengi bildiğini sanmam. Adı
yoktu bu rengin, kimyası yoktu. Belki renksizliğin rengiydi bu.
Çürüyen bir bedenin kokusuydu duvarların rengi...
Adımdan gayrısını bilmiyorum.
Silivri Cezaevine
istiyordum.) Duvarların rengi neydi? Derimin rengi neydi?
Dokunuyorum duvarlara; parmak uçlarımla, avuçlarımla,
dilimle dokunuyorum. Duvarların bir rengi olmalı. Ama hiçbir
duvarcının, hiçbir ressamın bu rengi bildiğini sanmam. Adı
yoktu bu rengin, kimyası yoktu. Belki renksizliğin rengiydi bu.
Çürüyen bir bedenin kokusuydu duvarların rengi...
Adımdan gayrısını bilmiyorum.
Silivri Cezaevine
20 Mayıs 2013
Tehlikeli Oyunlar
"Kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. Bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor, anlıyor musun?"
16 Mayıs 2013
Şox Û Şengê
Şox û şengê zuhrerengê , dil ji min bir, dil ji min
Awirên heybet pilingê , dil ji min bir, dil ji min
Nazikê şêrînkelamê, dêmdurê gerden şemalê
Çiçeka terhin î vala, dil ji min bir, dil ji min
Sûrşêrînê nazenînê, kuştim û nakit yeqînê
Wê bi çengala evînê dil ji min bir, dil ji min
Ruhnîya çavên Mela ye ew teceliya te daye
Ya ji Ehmed dil rewa ye, dil ji min bir, dil ji min
Helbest : Melayên Cizîrî
Muzîk : Nisret ÎMÎR
CİLVELİM NAZLIM
Cilvelim, nazlım zühre renklim
Kalp hırsızım, kalp hırsızım
Güvercin heybetli bakışlım
Kalp hırsızım, kalp hırsızm
Nazlım, hoş sözlüm gerdan güzeli
Terhin çiçeği boş yanında
Yürek hırsızm, yürek hırsızım
Dudak tatlısı nazlım
Öldürdün beni emin ellerde
Aşkın çengeli ile
Yürek hırsızm, yürek hırsızm
Mela?nın gözlerindeki aydınlıktır
Vermiş olduğun o tecelliyi
Ahmet?e yürek revadır
Yürek hırsızım, yürek hırsızm
10 Mayıs 2013
Ne güzel suçluyuz biz hepimiz!
Sevgi Soysal
Sana söyleyemediklerimi karıncalara söyleyeceğim, bozkıra, senden benden yalnız.
Susuyoruz bak hep. Söyleyemediklerimizi susuyor, bilmediklerimizi konuşuyoruz. Bozkır senden benden yalnız, oysa yaratık dolu, yaşam dolu –ya karıncalar.
Hep oturup cigara içiyoruz yetersiz, konyak içiyoruz yetersiz, en asıl yetersiz biziz, yalnızlığımız en yetersiz –ya bozkır.
Ben kadının biriysem sevilmeliyim, sen bilmezsin güzel miyim, en büyük güzelliğim senin bilinmezliğin, duymazlığın –ya en boş damlalar gözlerimizde.
Bak, tozluyuz biz, çok tozluyuz –ya bozkır, bozkır yolundan kamyonlar geçerken kalkan toz.
O başka, yapışkan bizimki, yağmurlarla yıkanmaz.
Bak, hayal kurarım, en zevksiz acıklılara gözyaşı dökerim de kendimi bilmem. Biz bilmeyiz birbirimizi; böylesine mutluyuz bazı.
Bu evrende her şeyi silecek birileri, yaşamları çoktan. Bu önemli değil; biz çoktan tükenmişiz.
Somutlara güvenimiz yok hiç; onlar yok. Herkesler her şeylerini çok şeylere harcıyorlar, tutsak kılıyor bu şeyler onları, hep onlara çarpıyorlar yaşantılarında.
Ama bak, gerçek tutsaklar biziz, soyuttan gelir bizim ki, savaşılmaz.
En değerli somutlarımı yoktan satarım da kurtulamam ötekilerden, bilirsin.
Bırakıp bırakıp ırak kentlere bile gidemeyiz, bu uğraşı ister.
Bak, bizi ağaçlandırmak güçtür –ya bozkır.
09 Mayıs 2013
06 Mayıs 2013
6 Mayıs
Üç devrimciyi idama götüren zihniyet, devrimden, ışıktan halktan korkanlardı...
O üç fidan ise halkın içinden gelmiş halkını yurdunu seven devrimci gençlerdi...
Deniz Gezmiş'in İdam sehpasındaki son sözleri:
Yaşasın tam bağımsız Türkiye !
Yaşasın Marksizm- Leninizm yüce ideolojisi...
Yaşasın Türk- Kürt halklarının kardeşliği...
Yaşasın işçiler, köylüler!..
Kahrolsun emperyalizm..
ve bugün hıdırellez günüydü, toprağa gömülen umutların, hayallerin günüydü.
3 Fidan gömüldü 6 mayıs 1972'de kara toprağa, aynı zamanda halkın sesi, dili olan 3 can.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)