Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benziyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim
28 Ağustos 2013
25 Ağustos 2013
Bazen bir not
Bazen susarsın, anlamlar yüklediğin bir not, bir kağıt parçası avutur seni, hayatının en güzel zamanlarının özeti film şeridi gibi elinden bu kağıt parçalarıyla geçer.
Peki bunun farkında olmak,yaşlı bir Kızılderililin dediği gibi hayatın bize sunamadıklarını mı sunar? Yaşlı bir Kızılderili ne kadar yanılabilir?
Senle her yere döküle bilirdik, çünkü senle her yerdeydik ".. her yerden hiçbir yere gidilmez ama her yerden tek bir yere bile uzak kalınmaz.. tek bir yere.. tek bir yerde olmak için her yerde olmaya razı olanlar içindir masallar.. bir yerde tek olsan da tek bir yerde olmak için katlanılır gerçeğin zamanına.. insan en az bir kağıt kadar katlanmalıdır zamana.. yoksa kötü bir şiir yazılır "eyvallah" adında.. okunsa da, okunmasa da.. taşı anlatan-yolsuz-bitmeyen bin suskunlukluk bir şiir..
Bazen bütün koşullar uygunken bile ölemezsin, 24 saat önce yaşananları hayal meyal hatırlayıp, yaşadığın en büyük acının o ana ait olduğunu düşünür ve çaresiz beklersin. Tanımadığın, seçemediğin bir kaç yüz, iyi niyetli bir şekilde dibe girdiğin batakta o malum soruyu sorar; İyi misiniz? Cevap çok kolaydır aslında, fakat iki dudağınızın arasından çıkacak o malum cümle için gücünüz kalmamıştır. Bu hayatta iyi insanların var olduğuna, gözünüzü açıp ayıldığınızda anlarsınız. Kimi zaman acıların aşk'a karışınca dünyanın kaç bucak olduğunu da anlarsın. Yare ulaşmak, haykırmak istersin, sarılıp tüm dertlerini yardan başka kim alabilirdi peki o an?
Kaçış
Bundan başka bir şey değildi aşkımız:
gider, dönerdi gene ve bize
gözleri kapalı, uzak, çok uzak
mermerleşmiş bir gülümseme getirirdi
yitik sabahın otunda
garip bir deniz kabuğu
ruhumuzun inatla açıklamaya çalıştığı.
Bundan başka bir şey değildi aşkımız:
sessizce yoklardı çevremizde ne varsa,
açıklamak için ölmek istemeyişimizi
bunca coşkuyla.
Ve tutunduysak başkalarının bellerine,
var gücümüzle sarıldıysak boyunlarına,
soluğumuz karıştıysa
bir başkasının soluğuna,
ve yumduysak gözlerimizi, bundan başka
bir şey değildi:
bu derin acıydı yalnız, tutunabileceğimiz,
kaçışımızda
Yorgo Seferis
Çeviri: Cevat Çapan
gider, dönerdi gene ve bize
gözleri kapalı, uzak, çok uzak
mermerleşmiş bir gülümseme getirirdi
yitik sabahın otunda
garip bir deniz kabuğu
ruhumuzun inatla açıklamaya çalıştığı.
Bundan başka bir şey değildi aşkımız:
sessizce yoklardı çevremizde ne varsa,
açıklamak için ölmek istemeyişimizi
bunca coşkuyla.
Ve tutunduysak başkalarının bellerine,
var gücümüzle sarıldıysak boyunlarına,
soluğumuz karıştıysa
bir başkasının soluğuna,
ve yumduysak gözlerimizi, bundan başka
bir şey değildi:
bu derin acıydı yalnız, tutunabileceğimiz,
kaçışımızda
Yorgo Seferis
Çeviri: Cevat Çapan
23 Ağustos 2013
22 Ağustos 2013
Anlıyorum
Düşerse gönlün derde elinde olmayan sebeplerle
Görürüm bazen istemediğim halde
Yalnızın adı yok gecenin bu saatinde
Beynimi kemiren birşeyler var ki
Nedensiz sorgusuz giriyor kafama
Uykularım umutlarım zehir oluyor bana
Şimdi seni anlıyorum gecenin bu saatinde
Umutlar tükenip birgün, kalırsın çaresiz ve üzgün
Tesadüf olamaz bugüne kadar geçen gün
Yalnızın adı yok, gecenin bu saatinde
Yalnızlık görünmez kaf dağından
Gökyüzü kayarken başucundan
Samyeli eserken boş odandan
Çalarsın kim bilir kimin aklından
Pilli Bebek
Görürüm bazen istemediğim halde
Yalnızın adı yok gecenin bu saatinde
Beynimi kemiren birşeyler var ki
Nedensiz sorgusuz giriyor kafama
Uykularım umutlarım zehir oluyor bana
Şimdi seni anlıyorum gecenin bu saatinde
Umutlar tükenip birgün, kalırsın çaresiz ve üzgün
Tesadüf olamaz bugüne kadar geçen gün
Yalnızın adı yok, gecenin bu saatinde
Yalnızlık görünmez kaf dağından
Gökyüzü kayarken başucundan
Samyeli eserken boş odandan
Çalarsın kim bilir kimin aklından
Pilli Bebek
Gidiyorum bu!
Aklıma yeni fikirler boca olunca
Bazen çok terliyorum, bazen ise kan!
Karadut Sochi' deyken… -yeni öğrendim-
Maalesef seni çok özlüyorum ben!
Ahh Muhsin
Bazen çok terliyorum, bazen ise kan!
Karadut Sochi' deyken… -yeni öğrendim-
Maalesef seni çok özlüyorum ben!
Ahh Muhsin
19 Ağustos 2013
Zaman&Gece
Bu gece diğer gecelerden biraz daha farklıydı
Umut yalnızdı, umut çaresiz
Zamanın durması için gereken savaşın verilmesi gerekliydi
Ya da zamanı hızlandıracak formülün artık bulunması gerekti
Hayallerin zamana karışıp, uzaklara gitmesi zira can sıkıcıydı
Canın, cananın uzaklara gitmek için yola çıkmışken üstelik
Yol zamanın bir fonksiyonu değildir,hız yolun zamana bölünmüş halidir.İvme,sürtünme katsayısı bizi ilgilendirmez,yolda olmak,bir hıza sahip olmayı gerektirir.
Aksi durum yolda durmaktır.
Durmak sıkıcıdır.
Yolda durmak,yolda olmak anlamına gelmez
Yolun bittiği yerde durulmaz,ya önce durulur ya durulmaz.
Yolun kenarından renksiz duru sular akar,o sularda balıkta vardır.
Yolun yardığı tepelerin biri yeşil toprak,diğeri bej olabilir,su aktığı yerin rengine birinmez.
Ama sana öle geliyor.
Ayrıca;
YOL BİTMEZ...
O LABİRENTİN DUVARIDIR,
YOL ASLA BİTMEZ...
Umut yalnızdı, umut çaresiz
Zamanın durması için gereken savaşın verilmesi gerekliydi
Ya da zamanı hızlandıracak formülün artık bulunması gerekti
Hayallerin zamana karışıp, uzaklara gitmesi zira can sıkıcıydı
Canın, cananın uzaklara gitmek için yola çıkmışken üstelik
Yol zamanın bir fonksiyonu değildir,hız yolun zamana bölünmüş halidir.İvme,sürtünme katsayısı bizi ilgilendirmez,yolda olmak,bir hıza sahip olmayı gerektirir.
Aksi durum yolda durmaktır.
Durmak sıkıcıdır.
Yolda durmak,yolda olmak anlamına gelmez
Yolun bittiği yerde durulmaz,ya önce durulur ya durulmaz.
Yolun kenarından renksiz duru sular akar,o sularda balıkta vardır.
Yolun yardığı tepelerin biri yeşil toprak,diğeri bej olabilir,su aktığı yerin rengine birinmez.
Ama sana öle geliyor.
Ayrıca;
YOL BİTMEZ...
O LABİRENTİN DUVARIDIR,
YOL ASLA BİTMEZ...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)