itiraf etmek gerekirse, benim de zaten hiç gücüm yok yüzüm yok hiç umudum yok ama bil ki; farklı bir hayaldi işkenceydi bazen, bazen çok güzeldi ama anlyorum sesinden kurtulmuşsun sen nokta konmuş, bitmiş. en güzel hikayem
Her gün düzenli olarak sabaha karşı 05:35'de acı bir tatla uyanıp dünyaya, tekrar uyumayı denemenin verdiği mutsuzluk kadar yaşıyorum. Ardından 07:03 de çalan bir melodiye eşlik ederek uyanmak ise dünyanın hala aynı ivmeyle döndüğünü hissettiriyor.
Söyleyeceğimiz çok şey var aslında. Ama üşeniyoruz. Ve çok sıkıldık. Önceleri müthiş bir hevesle acılarımızı paylaşacak insan ararken etrafımızda, şimdi kimseler soru sormasın istiyoruz. Sorduklarında ise yakınlık derecesine göre ‘hayat’ ya da ‘siktiret’ diye cevap verip susuyoruz. Söyleyecek şeyimiz olmadığından değil, söyleyecek çok şeyimiz var aslında ama bugüne kadar anlattıklarımız hiçbir işe yaramadığından konuşmak istemiyoruz. Duyarlılık istemiyoruz, şefkat, acıma, yardım v.s de umurumuzda değil. İstediğimiz tek şey sükunet. Durmadan ‘neyin var?’ diye sorular soran bir insandan daha kötü tek şey geliyor aklıma. Durmadan ‘neyin var ?’ diyen birden fazla insan.. İnsanların bize yapacakları en büyük iyilik çenelerini kapalı tutup aptalca sorular sormaktan vazgeçmeleri. Bize baktıklarında arkamızdaki duvarı gören insanlar istiyoruz çevremizde hepsi bu..
15 Ekim 2014
Gözlüklerini artık takmıyor musun?'' diye sordu bana. dışarıya bakarak "hayır" dedim. "e görebiliyor musun peki böyle?" diye arsız gibi sordu. "Yeterince çirkinlik gördüm, bundan sonra görmesem de olur. Hem ben bazıları gibi mutluluğu uzaklarda aramıyorum, yakınımdakiler yetiyor bana''
11 Ekim 2014
"Şafak kızıllığında, ateşli bir sabırla silahlanmış olarak gireceğiz o muhteşem kentlere"
Ağır ağır ölür alışkanlığının kölesi olanlar, her gün aynı yoldan yürüyenler, yürüyüş biçimini hiç değiştirmeyenler, giysilerinin rengini değiştirmeye yeltenmeyenler, tanımadıklarıyla konuşmayanlar. Ağır ağır ölür tutkudan ve duygulanımdan kaçanlar, beyaz üzerinde siyahı tercih edenler, gözleri ışıldatan ve esnemeyi gülümseyişe çeviren ve yanlışlıklarla duygulanımların karşısında onarılmış yüreği küt küt attıran bir demet duygu yerine "i" harflerinin üzerine nokta koymayı yeğleyenler. Ağır ağır ölür işlerinde ve sevdalarında mutsuz olup da bu durumu tersine çevirmeyenler, bir düşü gerçekleştirmek adına kesinlik yerine belirsizliğe kalkışmayanlar, hayatlarında bir kez bile mantıklı bir öğüde aldırış etmeyenler. Ağır ağır ölür yolculuğa çıkmayanlar, okumayanlar, müzik dinlemeyenler, gönlünde incelik barındırmayanlar. Ağır ağır ölür özsaygılarını ağır ağır yok edenler, kendilerine yardım edilmesine izin vermeyenler, ne kadar şanssız oldukları ve sürekli yağan yağmur hakkında bütün hayatlarınca yakınanlar, daha bir işe koyulmadan o işten el çekenler, bilmedikleri şeyler hakkında soru sormayanlar, bildikleri şeyler hakkındaki soruları yanıtlamayanlar. Deneyelim ve kaçınalım küçük dozdaki ölümlerden, anımsayalım her zaman: yaşıyor olmak yalnızca nefes alıp vermekten çok daha büyük bir çabayı gerektirir. Yalnızca ateşli bir sabır ulaştırır bizi muhteşem bir mutluluğun kapısına Pablo Neruda
IŞİD örgütünün Türkiye’ye saldırdığını, kendilerinden olmayan herkesi katlettiğini, kadınlara, kız çocuklarına tecavüz edip, kaçırdığını, erkekleri toplu halde idam ettiğini düşünün, ne yapardınız? Yezidilere Şengal’de uygulanan etnik temizliğin burada size karşı uygulandığını varsayalım, örneğin İzmir’de. Toprağınızı, canınızı ve onurunuzu savunmaktan başka bir çareniz var mı? Katliamcı bu zalim örgüte karşı Kobanê halkı da tam olarak bunu yapıyor, varıyla yoğuyla, dişiyle tırnağıyla dünyanın dört bir yanından gelmiş radikal teröristlere karşı bölgedeki son özgürlük alanını korumaya çalışıyor. Dolayısı ile bugün Kobanê’yi savunmak kendisine insanım diyen herkesin ahlaki sorumluluğu, bizim de.
Kalk yatağından, Kalk türkü bardaki içki sofrandan! Kardeşler'in öldürülüyor Susma Birşey yapamıyorsan sokağa çık! Sesini yükselt ! Biz bin yıldır Türkün dostu olduk, Şimdi uluslararası bir güç bize topyekun savaş açtı, Bir kere dost olduğunu kanıtla kürde...! Bir kere kardeşlik palavrana inandır bizi..! Zaman susma zamanı değildir... Bırak işi gücü Bırak aşkı kadını Bırak dünya telaşını Çocuklar katlediliyor Kadınlar satılıyor ! Sokağa Çık #kobane
Beklentilerinizi her zaman küçük tutun ki, hayal kırıklıklarınız da o kadar az yara alsın.
Bu koşuşma hiç mi durmaz Aşık olsam kimse duymaz O çölde senden başka gül açmaz, gül açmaz Neden bana aşk şarkısı yazan çıkmaz, yazan çıkmaz Güller sayılı hiç şaşmaz Akar gider soru sorulmaz Senin yerine hiç kimse dolduramaz, dolduramaz Neden bana aşk şarkısı yazan çıkmaz, yazan çıkmaz Bugünlerde geçmişimle yüzleştim, Aklı başında biri yok hayatımda Her yeni günden ne çok şeyi bekledim İlerisi karanlıktı çözülmedim, çözülmedim Bu koşuşma hiç mi durmaz Aşık olsam kimse duymaz O çölde senden başka gül açmaz, gül açmaz Neden bana aşk şarkısı yazan çıkmaz, yazan çıkmaz Mazhar Alanson
Pedalı çevirdikçe yanağına değen rüzgardır hayat, Daha hızlı çevirdikçe pedalı, tüm hücrelerinde hissettiğin o ılık rüzgardır, Geri de bıraktığın kırgınlıklara bakmak ise en büyük eylemdir. Oysa ki; İki teker üstünde kurduğun denge kadar kolay değildi hayat. Çevirdikçe pedalları yüreğinde bir yeşil ferahlığı, derdini elemini yüklediğin pedallar ise günah keçisi, çevirdikçe azalacak..