Niçin öldün Nâzım?
Ne yaparız şimdi biz
şarkılarından yoksun?
Nerde buluruz başka bir pınar ki
onda bizi karşıladığın gülümseme olsun?
Seninki gibi ateşle su karışık
acıyla sevinç dolu,
gerçeğe çağıran bakışı nerde bulalım?
Kardeşim,
öyle derin duygular, düşünceler yarattın ki bende,
denizden esen acı rüzgâr
kapacak olsa bunları
bulut gibi, yaprak gibi sürüklenir,
yaşarken seçtiğin
ve ölümden sonra sana barınak olan
oraya, uzak toprağa düşerler.
Al sana bir demet Şili kasımpatlarından,
al güney denizleri üstündeki ayın soğuk parlaklığını,
halkların savaşını, kendi dövüşümü
ve yurdumun kederli davullarının boğuk gürültüsünü
kardeşim benim, dünyada nasıl yalnızım sensiz,
çiçek açmış kiraz ağacının altınına benzeyen yüzüne hasret,
benim için ekmek olan, susuzluğumu gideren, kanıma güç
veren dostluğundan yoksun.
Hapisten çıktığında karşılaşmıştık seninle,
zorbalık ve acı kuyusu gibi loş hapisten,
zulmün izlerini görmüştüm ellerinde,
kinin oklarını aramıştım gözlerinde,
ama parlak bir yüreğin vardı,
yara ve ışık dolu bir yürek.
Ne yapayım ben şimdi?
Tasarlanabilir mi dünya
her yana ektiğin çiçekler olmadan?
Nasıl yaşamalı seni örnek almadan,
senin halk zekânı, ozanlık gücünü duymadan?
Böyle olduğun için teşekkürler,
teşekkürler türkülerinle yaktığın ateş için.
Pablo Neruda
03 Haziran 2015
Yeni Bazen
İyi hissettirmek ve iyi hissetmenin türlü türlü modelleri vardır, Zira bunu başarabilmek ise içinde yatan aslandan geçer. Beylik laflar etmenin lüzumu yok, ihtişama ise hiç gerek yoktur. Kalbin bir yerlere göç ettiyse ve bunun farkına varamadıysan, başka diyardasındır artık.
Yalnız kaldığın o anda, "ne oldu be, şimdi ne olacak?" diyorsan kaybedensin sen. Kaybetmişsin. Yani o anda en büyük zaferin içinde kaybetmişsin.
Peki bunun farkında olmak, yaşlı bir kızıl derilinin dediği gibi, hayatın bize sunamadıklarını mı sunar; yoksa bir radyo dinleycisinin dediği gibi, sanat diğer tüm şeyler gibi seks için midir? Yaşlı bir kızıl derili ne kadar yanılabilir?
Edit: T.A.
Yalnız kaldığın o anda, "ne oldu be, şimdi ne olacak?" diyorsan kaybedensin sen. Kaybetmişsin. Yani o anda en büyük zaferin içinde kaybetmişsin.
Peki bunun farkında olmak, yaşlı bir kızıl derilinin dediği gibi, hayatın bize sunamadıklarını mı sunar; yoksa bir radyo dinleycisinin dediği gibi, sanat diğer tüm şeyler gibi seks için midir? Yaşlı bir kızıl derili ne kadar yanılabilir?
Edit: T.A.
02 Haziran 2015
Bilim Analizi
Geçinmek için ne yaptığın beni ilgilendirmiyor. Özlediğin, arzuladığın şeylerin hayalini kurmaya cesaret edip edemediğini bilmek istiyorum.
Kaç yaşında olduğun beni ilgilendirmiyor. Aşk için, hayallerin için, yaşıyor olma serüveni için aptal gibi görünme riskini göze alıp alamayacağını bilmek istiyorum.
Saklamaya, azaltmaya ya da düzeltmeye çalışmadan kederlerimizle yüzleşip yüzleşemeyeceğini bilmek istiyorum.
Yüreğin doğanın ritmi ve yaşama sevinciyle dolu bir sevdanın sınırlarına vardığında, o sınırları feda edip edemeyeceğini bilmek istiyorum.
Anlattığın hikâyenin doğru olup olmaması beni ilgilendirmiyor. Kendi ruhuna ihanet etmemek için bir başkasını hayal kırıklığına uğratıp uğratmayacağını bilmek istiyorum. İhaneti göze aldığın her seferinde, sonuçlarını ayakta karşılayıp karşılayamayacağını bilmek istiyorum.
“Güven” kelimesinin senin için ne ifade ettiğini bilmek istiyorum. Bazen sana karanlık gibi görünse bile, gelen günün içindeki o büyülü ışığı görüp göremeyeceğini bilmek istiyorum.
Hatalarımıza fırsat verip vermeyeceğini, bir gölün kenarında durduğumuzda gümüş ay’a benimle birlikte “Evet!” diye bağırıp bağırmayacağını bilmek istiyorum.
Nerede yaşadığın ya da neye sahip olduğun beni ilgilendirmiyor. Keder ve umutsuzlukla geçen bir gecenin
ardından, kırılmış, yorgun ve bitap, ayağa kalkıp kalkamayacağını; “çocuklar” için yapılması gerekenleri yapıp yapamayacağını bilmek istiyorum.
Kim olduğun, buraya nereden ve nasıl geldiğin beni ilgilendirmiyor. Birlikte bir ateşin ortasına düştüğümüzde, gerektiğinde yanmayı göze alıp alamayacağını bilmek istiyorum.
Yalnız kalmaya katlanıp katlanamadığını bilmek istiyorum. İçinde yüreğinden başka tutunacak hiçbir şeyin kalmadığında, o amansız varlığını sevmeye devam edip edemeyeceğini bilmek istiyorum.
Bugüne kadar ne öğrendiğin, ne okuduğun beni ilgilendirmiyor. Diğer her şey bittiğinde seni ayakta tutan şeyin ne olduğunu bilmek istiyorum...''
Kaç yaşında olduğun beni ilgilendirmiyor. Aşk için, hayallerin için, yaşıyor olma serüveni için aptal gibi görünme riskini göze alıp alamayacağını bilmek istiyorum.
Saklamaya, azaltmaya ya da düzeltmeye çalışmadan kederlerimizle yüzleşip yüzleşemeyeceğini bilmek istiyorum.
Yüreğin doğanın ritmi ve yaşama sevinciyle dolu bir sevdanın sınırlarına vardığında, o sınırları feda edip edemeyeceğini bilmek istiyorum.
Anlattığın hikâyenin doğru olup olmaması beni ilgilendirmiyor. Kendi ruhuna ihanet etmemek için bir başkasını hayal kırıklığına uğratıp uğratmayacağını bilmek istiyorum. İhaneti göze aldığın her seferinde, sonuçlarını ayakta karşılayıp karşılayamayacağını bilmek istiyorum.
“Güven” kelimesinin senin için ne ifade ettiğini bilmek istiyorum. Bazen sana karanlık gibi görünse bile, gelen günün içindeki o büyülü ışığı görüp göremeyeceğini bilmek istiyorum.
Hatalarımıza fırsat verip vermeyeceğini, bir gölün kenarında durduğumuzda gümüş ay’a benimle birlikte “Evet!” diye bağırıp bağırmayacağını bilmek istiyorum.
Nerede yaşadığın ya da neye sahip olduğun beni ilgilendirmiyor. Keder ve umutsuzlukla geçen bir gecenin
ardından, kırılmış, yorgun ve bitap, ayağa kalkıp kalkamayacağını; “çocuklar” için yapılması gerekenleri yapıp yapamayacağını bilmek istiyorum.
Kim olduğun, buraya nereden ve nasıl geldiğin beni ilgilendirmiyor. Birlikte bir ateşin ortasına düştüğümüzde, gerektiğinde yanmayı göze alıp alamayacağını bilmek istiyorum.
Yalnız kalmaya katlanıp katlanamadığını bilmek istiyorum. İçinde yüreğinden başka tutunacak hiçbir şeyin kalmadığında, o amansız varlığını sevmeye devam edip edemeyeceğini bilmek istiyorum.
Bugüne kadar ne öğrendiğin, ne okuduğun beni ilgilendirmiyor. Diğer her şey bittiğinde seni ayakta tutan şeyin ne olduğunu bilmek istiyorum...''
01 Haziran 2015
Haziranda Ölmek Zor
neden böyle acılıyım
neden böyle ağrılı
neden niçin bu sokaklar böyle boş
niçin neden bu evler böyle dolu?
sokaklarla solur evler
sokaklarla atar nabzı kentlerin
sokaksız kent
kentsiz ülke
kahkahanın yanıbaşı gözyaşı
neden böyle ağrılı
neden niçin bu sokaklar böyle boş
niçin neden bu evler böyle dolu?
sokaklarla solur evler
sokaklarla atar nabzı kentlerin
sokaksız kent
kentsiz ülke
kahkahanın yanıbaşı gözyaşı
30 Mayıs 2015
27 Mayıs 2015
Bir Sırrım Var
bir sırrım var, kendime bile söyleyemeyeceğim
yıllarca saklayacağım onu, bir tılsım gibi, bana seni hatırlatan
bir sırrım var, kimseye söyleyemeyeceğim
bir sırrım var, küçük bir mücevher, ruhumun zincirinde asılı
nasıl bir sır ki bu, “seni seviyorum”a sığmayan?
nedir bu sır, hayatını değiştiren?
bir sırrım var, narin bir beyaz çiçek, senin adına konuşan
gelmiyorsun diye buraya, kapatmış kendini, konuşmuyor kimseyle
bir sırrım var, küçük ve parlak bir ay, seni kaybettiğim zaman parıldar sadece
rehberim olur benim o, her “seni seviyorum” deyişimde, telaşa kapılmadan
nasıl bir sır ki bu, “seni seviyorum”a sığmayan?
nedir bu sır, hayatını değiştiren?
ax zoi, kati mou kruveis, kati magiko pou to potho
pos pernas, kai niotho na to aggizo oso to apotho
na 'mai kala, sta xamila kai do sti gi va ksimerono
na zo me touta ta psila na xanomai sto xrono
na sevomai ti logiki ta sunaisthimata va pnigo
krufa na ginomai paidi na ksanapaizo ligo
ax zoi, kati mou kruveis, kati magiko pou to potho
pos pernas, kai niotho na to aggizo oso to apotho
na leo to pikro gluko na zo duo podia gia na vgaino
kafe na pino sto stathmo na min pidao sro treno
na vazo paraekei to ego min agapiso san koursaros
ki ap tou oneirou na lugo to poupoulenio varos
ax zoi, kati mou kruveis, kati magiko pou to potho
pos pernas, kai niotho na to aggizo oso to apotho
25 Mayıs 2015
İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor.
Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için.
Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.
Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için.
Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için.
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi birşey vermedigi için.
Ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)