12 Eylül 2015

Bazen biri \ birileri tarafından yaralanabilirsiniz. Küçücük dünyanızda kocaman hayal kırıklıklarınız da oluşabilir. Kabuk bağlamış yaralarınıza merhem olacak bir kişinin çıka gelmesini beklersiniz. Yaralarınıza dokunur ve tam iyi ettiğini düşündüğünüz anda bir bakmışsınız ki daha çok acıtmış ve yarım bırakmış. Melankoli duvarına yeniden çarptığınız da ise sizi tamamlayacak bir el beklemek artık kaçınılmaz bir lüks olmuştur.
Günümüz de bir olmak biz olmak tanımı zaten en büyük lüks değil miydi?
Önce sizi siz yapan özellikleriniz ona çok cazip gelip, daha sonra bu duygularında ki maneviyatı bir çıkar dünyasından beklemek ve sonra bu beklentilerin artması ise bencillik değil miydi? İnandığınız insanlardan vazgeçmeyiniz. Zira kanaat etmek bu kadar zor olmamalı.
Bu kadar büyük insanlık suçunun işlendiği bir dünyada, size uzanan tek bir elin sadece küçük bir kız çocuğunun, pamuksu ellerinden başka bir şey olabilmesi kadar güzel olsa keşke her şey…


07 Eylül 2015

Alacakaranlık

olmaz ol alacakaranlık! 
yerin dibine bat alacakaranlık! 
evin ocağın sönsün alacakaranlık! 
onulmaz dertlere düşesin de sürüm sürüm sürünesin alacakaranlık! 
dilerim, ettiğini bulasın, kan kusasın... 
sancıdan, sızıdan inliyesin! 
canalıcıya can vermiyesin. 

alacakaranlık, ne karanlıktır, ne aydınlıktır; ikisi ortası, aydınlıktan uzak, daha çok karanlığa yakın. 
alacakaranlık bir kandırmacadır, aldatmacadır, yutturmacadır, oyalama, gözboyamadır. 
karanlık, gecedir, her gecenin de bir sabahı olur. 
ama alacakaranlıkların hiç yoktur sabahı, bir sürüncemedir, sürer gider... 
ne aydınlık, ne karanlık... 
varsa da yok... 
yoksa da var... 
var gibi de yok, 
yok gibi de yine var...

kanunlar hem var, hem yok... 
kimine var, kimine yok. 
kimi zaman var, kimi zaman yok. 
kimi yerde var, kimi yerde yok. 
insan hakları, hani varımsı da yokumtrak...
demokrasi; demokrasisimsi...
sosyal adalet; sosyal adaletimsi...

varımtrak yokumsu... 
tatlımtrak acımsı... 
salımtrak ama çarşambamsı... 
batılımsı da doğulumtrak... 
ilerimsi de biraz gerimtrak...

alacakaranlık, insanlara karanlığın aydınlıktır diye yutturulmasıdır: karanlığımsı da aydınlığımtrak... 
karanlık, aydınlığın düşmanıdır. 
alacakaranlık, hiçbir şeyin ne dostu, ne de düşmanıdır. 
alacakaranlık ne tezdir, ne antitezdir, ne sentezdir. 
o, allahın belası pis bir şeydir.

olmaz ol alacakaranlık! 
başın kelola! 
gözün körola! 
yerin dibine bat da bir daha çıkma!
gel ey aydınlık, gel!

Aziz Nesin

02 Eylül 2015

İnsanlık Ayıbı



Aynı evrende yaşamamalı cellatlar ve çocuklar;
Ya ölmeli cellatlar,
Ya da hiç doğmamalı çocuklar

Che

01 Eylül 2015

Göztepe / İstanbul

Bazen kendinizi bir yere ait hissedersiniz ve bu yer sizin için mutlak kutsal bir mekan halini alabilir. Sırlarınızı ona anlatıp en güzel düşlerinizi burada kurmuş da olabilirsiniz. Fakat bir gün o yer'in yıkıldığını görmek, tüm hayallerinizin de o yapıyla yok olduğunu ve içiniz de oluşan enkazlara bir yenisini daha eklemek gibidir. 
30 Yıl da görebileceğiniz ne kadar enkaz olabilirdi ki? Veyahut bir kadın size elini uzatıp, tüm yıkılan hayallerinizle sizi kabul edip, yeniden bir hayat inşa etmeyi önerseydi ne derdiniz? Böyle kadınlar varmıydı?

30 Ağustos 2015

Palyaço

"rakı doldur!" dedim, "eksilmesin!"
ben bazen eksilirim biraz
aslında hepimiz eksilirmişiz biraz
bunu sonradan öğrendim

ben aslında her şeyi sonradan öğrendim
herkes herkesi sonradan öğrenirmiş
bunu da sonradan öğrendim

örneğin;

geçen gün bir kadınla seviştim
biraz değil çok seviştim

ya işte öyle palyaço
diyorum ki,
bunu da yeni öğrendim
sevişmek de eksilmekmiş biraz

Turgut Uyar

26 Ağustos 2015

Savrulan küllerim yeşiline düştüğü günden beri, 
mentollü bir mendil gibi, 
İnce bir ürpertiyle tütüyordu,
Buram buram...

ve tüm şehir üstüme gelirken
bir tek sen gelmiyordun

25 Ağustos 2015

Ah aşk!
Bir topluluğun fotoğraf çekildikten sonra
Dağıldığı
An.

17 Ağustos 2015

İnsanların bedeni enkaz olmuş, bırakın içinizde oluşan gönül enkazlarını.

Bundan tam 16 yıl önce saat 03:02'de gerçekleşen Kocaeli Gölcük merkezli depremde on binlerce insan hayatını kaybetti. Deprem bölgesi Türkiye'nin en önemli sanayi kuruluşlarının bulunduğu ve binlerce işçinin yaşadığı bir yer. Burada her an kırılabilecek bir fay hattının bulunduğu gerçeği, depremde yaşanan büyük can kaybının bir cinayet olduğunu açık bir şekilde ortaya koyuyor. Katiller ise aramızda dolaşıyor.

13 Ağustos 2015

Oysa hepsinin ötesindeki en büyük hatam kafamda bitirdiğim ve bir gün mutlaka söyleyeceğim dediğim şeyi ertelemekti. Ertelemek sanki yarınınızdan eminsiniz gibi verdiğiniz o karar. Kafanda bir şey varsa bugün yapmalısın. O gün yapmalıydım. Bildiğim bir şey var ki onu bulduğumda bir an bile ertelemeyeceğim.
Hep sonraya ertelemek hep bir sonrakine yarının ne getireceğini bilmeden bir daha bu duyguyu yaşayıp yaşayamayacağını bilmeden. Hangi sonraya sonra diye bir şey yok. Bu gün var belki yarın yok...

Aşk bir kişinin dünyanın geri kalanından daha önemli olmasıdır.