30 Eylül 2018
25 Eylül 2018
20 Eylül 2018
Devinimin olduğu yerde ışık, ışığın olduğu yerde kaçınılmaz biçimde gölge vardır. Hayat ışıkla mümkünse de, hayatın anlamı gölgelerde saklı durur. Zamanın ölü doğmuş çocuklarını görürsünüz karaltıların içinde. Sözcükler, suskunluklar, şarkılar, ağıtlar, yeminler, ihanetler, kahkahalar, gözyaşları, sevinçler, hayal kırıklıkları ve yüzler...
En çok da yüzler. Neden söz ettiğimi biliyorsunuz. Bütün aşklar küllenir, bütün babalar ölür, bütün hikayeler biter. Birinin yıkıntıların nöbetini tutması gerekir; işte o yüzden, biri hariç, bütün çocuklar büyür.
Gölgesini kaybeden insan, gölgenin kendisine dönüşür.
En çok da yüzler. Neden söz ettiğimi biliyorsunuz. Bütün aşklar küllenir, bütün babalar ölür, bütün hikayeler biter. Birinin yıkıntıların nöbetini tutması gerekir; işte o yüzden, biri hariç, bütün çocuklar büyür.
Gölgesini kaybeden insan, gölgenin kendisine dönüşür.
19 Eylül 2018
04 Eylül 2018
İnsan kendini özgür hissettiği anda bir yere ait olmama hissi başlıyor. Yaşadığınız yerin duvarları üstünüze geldiğinde bir kaçış rotası oluşturmaya, arayış içerisine girmeye başlıyorsunuz.
Elbetteki yerin önemi var. Her coğrafyanın insanın ruhu üzerinde bir çok olumlu veya olumsuz etkisi var. Doğru coğrafyayı bulmak için ise enerji, bir miktar para ve biraz da cesarete ihtiyacınız var. Aksi durumda kabuğunuzdan hiç çıkmadan rutin saçma dünyanın getirdikleriyle yetinmeyi bilmelisiniz.
Unutmadan iyi bir ayakkabı da almak, kat edeceğiniz her km için çok değerli. Zira uzun yollar yürürken bir yandan keyif alıp bir yandan acı çekmek yersiz bir tutku.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)