22 Ağustos 2019

Önce kendimden kaçtım... 
İnsan kaçtıkça en çok sevdiklerinden uzaklaşıyormuş, geri dönüşü olmuyormuş. Kimi ölümü kaçış gördü, kimiyse sessizce giderek.
Şimdilerde kaçak göçek bir gölgeyim.

21 Ağustos 2019

Toprağı kazdığın gibi kazarsın kendini, en derindeki çürümüş bedenine ulaştığın zaman anlarsın; yolun sonu var, aldığın nefesin sonu var, insanın sonu var. Bunu hissederek yaşamak ve hatırlamak ise hep aynı boktan hissi yaratır.

16 Ağustos 2019

Dünyanın bile zaman zaman dar geldiği, içine sığamadığımız, hep bir yarış bir kavga halinde olduğumuz şu coğrafyada; öldüğüm gün günahlarımla yakın, Ağrı dağından savurun küllerimi. Ki bedenim toprağa yük olmasın. 

08 Ağustos 2019

"Ağaçlardaki Yıllık halkalar, öncelikle ağaçların yaşını belirlemek için kullanılır. Fakat bu yıllık halkalardan daha birçok bilgi elde etmek mümkündür.
Çığ gibi doğa olaylarında yuvarlanan kayalar, ağaçlara çarparak yara meydana getirir. Çığ nedeniyle oluşan yaralar, yıllık halkalarda izler bırakır. Ağaçta meydana gelen yara kapatılmaya çalışılır ve odun üretilir. Sonra yaradan alınan kama şeklindeki bir kesitten alınan halkalar sayılarak çığın meydana geldiği tarih belirlenmiş olur."
Yaşanmışlıklar, geçmiş sadece insana özgü değil. Doğa'nın da bir hafızası ve bunu kanıtlayan izleri var.

06 Ağustos 2019

”Doğayla savaş halindeyiz. Eğer kazanırsak, kaybedeceğiz.” 

31 Temmuz 2019

Kanayan yaralarım olup olmadığımı anlamak ister gibi yokluyorum içimi. Hiçbir sızı hiçbir iz yok. Geçmişin izleri birer birer silinmiş, bedenim ve ruhum hafiflemiş. Olması gereken her şey yordamınca olmuş. Son söz, son dokunuş ile sağaltılmışım. Küllerinden doğan zümrüdü Anka gibi.
“-Ama sonunda kaybeden siz olmuşsunuz.
  -Kayıp mı? Kaç kişi böylesine sevebilmiştir dünyada?
  -Ama kucağında bir kucak korla kalan siz olmuşsunuz.
  -İyi ya boş değildi kucağım.
  -Ama yandınız, kül oldunuz.
  -Ama vardım, kül bunun kanıtı.”

23 Temmuz 2019

Yaz akşamlarının insana yaşadığını hissettiren bir tadı var hakikaten de. Büyülü ve ölümsüz olmamaya içerleten bir tat. "Acaba daha böyle kaç yaz görürüm, ayaklarımı böyle gece serinine salıp, ağırlaşan havada asılı kalan yaz kokularını daha kaç kez solurum acaba?" dedirten cinsten.