Gelişmemiş 3.dünya ülkelerinden birinde ikamet ediyorsanız eğer bazı durumlara alışmanız gerek. Örneğin; duyarlılık seviyeniz o coğrafyaya ait insanlardan bir kaç gömlek altta olmalı. Zira delirmek içten bile değil. Kuralsızlık, saygısızlığı peşinden sürüklüyor. Olması gereken standartlar sıra altı kişilere garip geliyor. Bu durum azınlıkların yaşam standardını daha da zora sokuyor. Benim gibi!
17 Ekim 2019
14 Ekim 2019
Aynı rüyaları sık sık görmeye başladığında, aynı güne uyandığın anı fark ettiğin de dipsiz bir kuyu gibi kısır döngüyle geçer zaman. Zaman insanı bazen iyi etse de, yaranın izi kalmıştır bir kere. Her gidenin dönmediği gibi, her yaranın iyileşmediği gibi...
Bazen umutsuzluk insanı küllerinden yaratabilir. İnanmak dediğin trajedi tam da bu!
İnsanın yaşamı boyunca en uzun süren mücadelelerinden biri de, hislerinin ayrımına karşı başlattığı apansız mücadeleler. Kalbin ve beyin, hayal gücü ve gerçeğe yansıttığı bir muhakeme ayrımı...
Bedenlerimiz her ne kadar birbirine benzese de fikirlerimiz bambaşka. Her coğrafya da ayrı bir kültür, her din de farklı bir inanış. Maneviyat dediğimiz olgu insanı hayata bağlıyor. Düşünmenin ve hissetmenin bir maneviyat olduğunu gibi. Zira hissetmek, dokunmak da manevi bir an’a ait.
11 Ekim 2019
İnsanlar ve hayvanlar arasındaki en büyük farklardan biri de; hayvanların coğrafi sınırlar üretmemesi. Tek amaçları güvenli bölgelerinde yaşamak istemeleri. İnsanların ise devamlı hegemonya içinde olup daha geniş alanlara sahip olma hissi. Hangimiz daha doyumsuz? İnsan mı? Hayvan mı?
Tabi ki sahip olduğuyla yetinmeyi bilmeyen insanoğlu.
08 Ekim 2019
07 Ekim 2019
03 Ekim 2019
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)