“Mutsuzluklar hayatımızı sardığında, derinden değişiriz; farklı duygulanımsal özelliklerine karşın mutsuzluğun olası imgeleri olabilen hüznün, kaygının, umutsuzluğun, depresyonun karanlık göllerine dalarız. Ancak yitirilmiş mutluluklara duyulan özlemden, bir zamanlar yaşanmış olup da artık ulaşılmaz olmuş duygulanım yağmurundan, kırılmış umutlardan ve imgelerden yıpranmış bir bilinçten, yitirilene yeniden sahip olmaya yönelik imkansız arzudan kaynaklanan mutsuzluklar da vardır. Yitirilmiş mutluluğun bilgisine sahip olmasaydık mutsuz olmazdık; zira, hayatında mutluluğu deneyimlemiş insan, daima mutlu olmak ister ve böyle olmadığında umudunu yitirir.”
01 Ekim 2020
26 Eylül 2020
24 Eylül 2020
20 Eylül 2020
11 Eylül 2020
02 Eylül 2020
Kendin dışında birini mutlu edebilmek, daha insancıl olabilir fakat daha güçtür. İnsan sosyal bir canlıdır. En temel hakkı mutlu etmek ve edilmek değil midir?
Kişinin bir başkasına yardım etmesi, bireyi yüceltir, yükseltir. Dünyada hayatın en önemli bir anlamı varsa o da sevmekten geçer. Üstelik karşılıksız olanı makbuldür.
23 Ağustos 2020
Yerin altında ağaçları birbirine bağlayan, iletişim kurmalarını ve ormanın tek bir organizma gibi davranmasını sağlayan sonsuz biyolojik patikaların olduğu bambaşka bir dünya var. Ormanlar da insan aileleri gibi.
Bir ağacın, kendisinden metrelerce uzaktaki başka ağaçlarla bağlantı kurmasını sağlayan ve tıpkı bir otoyol gibi uzanan bu ağ sistemi, hem maddeleri hem de iletişim sinyallerini ulaştırmayı mümkün kılıyor. Bu sistem sayesinde, gövdeleri ve dalları son derece büyük yetişkin ağaçlar, yeni fidanlara karbon desteği gönderiyorlar.
Üstelik, kuraklık ya da gölgede kalmak gibi herhangi bir sebeple daha da fazla karbona gereksinim duyan fidanların yardımına yine bu yetişkin ağaçlar yetişiyorlar. Yani ağaçlar bir aile gibi davranıyor ve zor durumda kalan bir başka ağaca yardım ediyorlar.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)